29 Ekim 2008 Çarşamba
Ağlama , beni de ağlatacaksın..
Sezon açılış maçı öncesi fiks seramoni yapıldı,şampiyon takım anons edildi,yüzükler parmaklarda yerini aldı,şampiyonluk flaması salona asıldı ve bir önceki sezonun 2 yarı-finalisti karşıya geldi.
Lebron ve arkadaşları Boston'ın tarih kokan salonundan bu coşkulu günde bir galibiyet koparır mıyız acaba diye düşünürken,ağlak kardeşimiz Pierce yine sahnedeydi ve geçen seneki Lebron düellosunda rövanşı vermedi.
Kulislerde geçen senenin aksine şampiyonluk favorisi ibresi biraz batı yakasına kaymış durumda,Boston'ın 3 yıldızının uzun vadeli olmayan bir "tek" şampiyonluk proje takımı olduğu da söylenmiyor değil.Sormak lazım başarının,zaferin kokusunu almış bu profesyonel yıldızlar bu sene hemen 2. plana atılmayı hakediyorlar mı?
Posey kaybı benchi zayıflatabilir ama Posey'nin abartıldığı kadar üstün bir parça olduğunu düşünmeyenlerdenim,bazı maç Powe bazı maç Tony bazı maç ise E.House bench katkısını yeterince verebilecek parçalar.Rondo'nun gelişimi de göz önüne alındığında seneye Pierce'ı tekrar gözü yaş görebiliriz.
Hatta sezon öncesi öngörüsü yapayım utanmadan;
Rondo-MIP
Pierce-Finals Mvp
22 Ekim 2008 Çarşamba
20 Ekim 2008 Pazartesi
19 Ekim 2008 Pazar
7 hafta : 2 puan
15 Ekim 2008 Çarşamba
Los capataces de Europa
Marca'nın Belçika galibiyeti manşeti...
"Avrupa'nın reisi" olarak adlandırmışlar milli gururlarını , haksız da sayılmazlar.Makine gibi işliyorlar , Avrupa futbolundaki özlenen İspanya yıllar sonra yakalanmış durumda.Bunun Raul'suz bir döneme gelmiş olması içimizi biraz burksa da şu an milli kalibrede en büyük kuşkusuz onlar.
Fakat başlıktaki Capataces'in Türkçe'de tam anlamı Jüri başkanı,heyet başkanı veya reis gibi bir anlam taşıyor.Burda Platini ve Fransız lobisine güzel bir gönderme var.
Sen misin Atletico Madrid'in sahasını kapatan?
Bu arada 2 maçlık saha cezası ertelenmiş durumda , en azından Liverpool maçı Calderon'da oynanacak.Bürokratik olarak Torres'in kanatlandığı yuvasına dönmesi için engel yok gibi gözüküyor Çarşamba günü.Tabi sakatlığı ciddi değil ise.Değilse de pornocu Heitinga işler gibi geliyor.
Estonya
Baltık ülkelerine anlam veremem , ne eski Sovyet esintileri taşırlar ne de komşuları İskandinav ülkeleri gibi renklidirler,biraz hüzünlenirim aslında onlar için. Alman işgalleri , Sovyet egemenlikleri derken en ufak Avrupa keşmekeşinde ilk soluk bu ülkelerde alınmıştır.Siyasi tarihleri gibi sporda da aynı dertten yanarlar...Litvanya'ya basketboldan kredi tanıdım, şimdi gelmiş geçmiş en klas 10 Avrupalı basketbolcuyu say deseler yarısının kütüğünde Litvanya yazar ,hadi buna büyük abisi diyelim Baltığın, Letonya desek Avrupa şampiyonasına bile yükseldi bizim sırtımıza basarak ,bu da küçük enişte desek...Ama Estonya nedir ya? Hani son torbadan Andorra veya Lüksemburg gibi takımlar varken çekmesek olurdu da bir tane yarım yıldızlarını gösterin futbola sundukları , cm'den falan bile olsa olur Tsigalko tarzı.
Resim de Sovyet egemenliğinden önceki ilk Estonya milli takımının plaj hatırası...Gurur duyuyorlardır bugün sanırım.
Resim de Sovyet egemenliğinden önceki ilk Estonya milli takımının plaj hatırası...Gurur duyuyorlardır bugün sanırım.
14 Ekim 2008 Salı
..................
I've been down and
I'm wondering why
These little black clouds
Keep walking around
With me
With me
It wastes time
And I'd rather be high
Think I'll walk me outside
And buy a rainbow smile
But be free
They're all free
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
I look around at a beautiful life
Been the upperside of down
Been the inside of out
But we breathe
We breathe
I wanna breeze and an open mind
I wanna swim in the ocean
Wanna take my time for me
All me
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
I'm wondering why
These little black clouds
Keep walking around
With me
With me
It wastes time
And I'd rather be high
Think I'll walk me outside
And buy a rainbow smile
But be free
They're all free
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
I look around at a beautiful life
Been the upperside of down
Been the inside of out
But we breathe
We breathe
I wanna breeze and an open mind
I wanna swim in the ocean
Wanna take my time for me
All me
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
So maybe tomorrow
I'll find my way home
Stereophonics - Maybe Tomorrow
8 Ekim 2008 Çarşamba
7 Ekim 2008 Salı
Dry-Run
Amerikan sporlarında prova yani deyimleriyle Dry-Run turları başladı.
Pre-season ne kadar gerçekçi bir bakış açısı kazandırır bu tartışılır ,fakat sezonun başlamasına 20 gün kala takımların yaz ligi kadrolarıyla bu maçları oynamayacağı da aşikar.Dün akşam 2 maç izledik bu kapsamda;Atlanta Orlando'yu rahat,Minnesota ise Milwaukee'yi daha da rahat geçti.
Alışığız aslında zayıf halkanın favoriyi süpürmesine sezon öncesi maçlarında ama sezon için pek şans tanınmayan Minnesota'nın Milwaukee'yi 38 sayı farkla geçmesi biraz hazımsızlık yapmış olmalı doğuda play-off zorlayacak Bucks açısından.İki takım da tam kadro sahada yer aldı bunu iletmek lazım,aslında Bucks da Ridnour yoktu fakat olsa ne yazardı? Maçta öne çıkan bir isim söylemek zor.Çok heyecan verici ekipler olmadıkları da belli ama sezonun sağlam çaylaklarından Kevin Love izlettirdi kendini, fena da performans göstermedi,Big Al ile iyi ilkili olurlar gibi.
Gecenin diğer maçında Atlanta ,Orlando'dan daha takım gibi duran taraftı,Dooling'i Evans'ı bu takımın idealleri doğrultusunda görmeyen ve gitmelerinden memnun olan Orlando'luları bu sene Pietrus gibi bir karın ağrısı bekliyor burdan söylenmiş olsun.Hidayet'ten ziyade Lewis'ın öne çıkacağı bir sezon olacak hissi var içimde,Lewis dün bu enerjiyi fazlasıyla verdi.Magic'in totalde 4 hücum reboundı biraz alarm veriyor aslında,zaten takımın yegane pota altı oyuncusu Howard, Al Horford'a 3 hücum reboundı hediye etti ve kendisi de 5 rebound da kaldı,neyseki 8 blokla açığını bir yerden dengeledi,ama pota altındaki yalnızlığı yüzünden okunuyor.Orlando da işler bu sene geri vitese geçebilir.
Bu gece ise daha çok maç var,ilgili olduğum karşılaşma Portland-Sacramento arasında olacak.Oden'ı ilk kez spotlar altında izlemek gayet cazip üstelik pre-season için güzel bir maç seçimi olmuş sezona pek bir beklentiyle girmeyen Kings maçı.Kafamda çok soru işareti var aslında sezon öncesi ve bu dry-run turları belki bir ölçüde en azından ufak bir prezentasyon olabilir kendi açımdan.Oden'ın beklenilen dominantlığı,Lamarcus ile uyumu,Rudy Fernandez'in 25+ dakika alıp alamayacağı,Steve Blake'in takımı istenilen düzeyde yönetememesi halinde Bayless'ın o pozisyondaki yaratcılığı,kısa forvet pozisyonu için Webster-Outlaw ikilisinden hangisinin üzerinde duruluacağı ve arka plana itilenin hangi paketle bir takas kozu olacağı vs. vs. sorular bitmiyor kafada.Şimdilik bu düşünceleri dağıtmak açısından bu gece temiz bir galibiyet yakışır derim.
Sacramento cephesi ise aynı tas aynı hamam.Artest'in gidişinden negatif veya pozitif etkileneceklerini düşünmüyorum,geçen senenin 2-3 galibiyet üstünde veya altında bitirirler.Bu takım ile ilgili heyecan yaratacak tek adam Kevin Martin.Gözüm bu adamın üzerinde olacak fantasy kadrom için iyi bir seçim olduğunu şimdiden kanıtlamaya başlasa güzel olur,keza bireysel bir istatistik sıçraması bekliyorum kendisinden.
Pre-season ne kadar gerçekçi bir bakış açısı kazandırır bu tartışılır ,fakat sezonun başlamasına 20 gün kala takımların yaz ligi kadrolarıyla bu maçları oynamayacağı da aşikar.Dün akşam 2 maç izledik bu kapsamda;Atlanta Orlando'yu rahat,Minnesota ise Milwaukee'yi daha da rahat geçti.
Alışığız aslında zayıf halkanın favoriyi süpürmesine sezon öncesi maçlarında ama sezon için pek şans tanınmayan Minnesota'nın Milwaukee'yi 38 sayı farkla geçmesi biraz hazımsızlık yapmış olmalı doğuda play-off zorlayacak Bucks açısından.İki takım da tam kadro sahada yer aldı bunu iletmek lazım,aslında Bucks da Ridnour yoktu fakat olsa ne yazardı? Maçta öne çıkan bir isim söylemek zor.Çok heyecan verici ekipler olmadıkları da belli ama sezonun sağlam çaylaklarından Kevin Love izlettirdi kendini, fena da performans göstermedi,Big Al ile iyi ilkili olurlar gibi.
Gecenin diğer maçında Atlanta ,Orlando'dan daha takım gibi duran taraftı,Dooling'i Evans'ı bu takımın idealleri doğrultusunda görmeyen ve gitmelerinden memnun olan Orlando'luları bu sene Pietrus gibi bir karın ağrısı bekliyor burdan söylenmiş olsun.Hidayet'ten ziyade Lewis'ın öne çıkacağı bir sezon olacak hissi var içimde,Lewis dün bu enerjiyi fazlasıyla verdi.Magic'in totalde 4 hücum reboundı biraz alarm veriyor aslında,zaten takımın yegane pota altı oyuncusu Howard, Al Horford'a 3 hücum reboundı hediye etti ve kendisi de 5 rebound da kaldı,neyseki 8 blokla açığını bir yerden dengeledi,ama pota altındaki yalnızlığı yüzünden okunuyor.Orlando da işler bu sene geri vitese geçebilir.
Bu gece ise daha çok maç var,ilgili olduğum karşılaşma Portland-Sacramento arasında olacak.Oden'ı ilk kez spotlar altında izlemek gayet cazip üstelik pre-season için güzel bir maç seçimi olmuş sezona pek bir beklentiyle girmeyen Kings maçı.Kafamda çok soru işareti var aslında sezon öncesi ve bu dry-run turları belki bir ölçüde en azından ufak bir prezentasyon olabilir kendi açımdan.Oden'ın beklenilen dominantlığı,Lamarcus ile uyumu,Rudy Fernandez'in 25+ dakika alıp alamayacağı,Steve Blake'in takımı istenilen düzeyde yönetememesi halinde Bayless'ın o pozisyondaki yaratcılığı,kısa forvet pozisyonu için Webster-Outlaw ikilisinden hangisinin üzerinde duruluacağı ve arka plana itilenin hangi paketle bir takas kozu olacağı vs. vs. sorular bitmiyor kafada.Şimdilik bu düşünceleri dağıtmak açısından bu gece temiz bir galibiyet yakışır derim.
Sacramento cephesi ise aynı tas aynı hamam.Artest'in gidişinden negatif veya pozitif etkileneceklerini düşünmüyorum,geçen senenin 2-3 galibiyet üstünde veya altında bitirirler.Bu takım ile ilgili heyecan yaratacak tek adam Kevin Martin.Gözüm bu adamın üzerinde olacak fantasy kadrom için iyi bir seçim olduğunu şimdiden kanıtlamaya başlasa güzel olur,keza bireysel bir istatistik sıçraması bekliyorum kendisinden.
4 Ekim 2008 Cumartesi
Sin Piedad
Shaun Livingston
Gün itibariyle Livingston Miami Heat ile 2 yıllık anlaştı.
Lige gelirken Magic'ten beri ligin en over-size oyun kurucusu olduğu ve bu doğrultuda gelişimini sürdürürse Nba'e damga vuracak isimlerden olacağı söylendi durdu.
Ama o sakatlıklarla boğuşarak geçirdi güzel gençlik yıllarını,şimdi Miami'de bu gelişim sürer mi? Hiç sanmıyorum.Fakat Miami gibi önüne gelen oyun kurucuya saldıran bir ekip için Tinsley'den sonraki en iyi tercihti yinede.
Foto Nba'in 2k games serileri için modelleme çalışmalarından,göründüğü üzere atletik yetenekleri üst düzey oyuncuları oyunda kullanılacak oyuncular için model olarak kullanıyorlar.Diz sakatlığından sonra Shaun bu atletizmi ne kadar yansıtır,işte orası meçhul.
3 Ekim 2008 Cuma
Filmi gelir mi acaba?
2 Ekim 2008 Perşembe
1 Ekim 2008 Çarşamba
Koltuk Sevdası
Nba tutkunuzu sadece maç izleyerek ,bir gece önceki maç skorlarına bakarak sınırlandıranlardan çok ;istatistik,rekorlar ve tüm zamanların oyuncularıya kafayı sıyırarak yaşayanlardansanız, izlemiş olun veya olmayın Kevin Johnson'ın adının sıklıkla Nba rekorları kitaplarında Isiah Thomas,Magic Johson ve Oscar Robertson gibi isimlerin yanında yer aldığını bilirsiniz.
Üstte saydığım isimler kadar ses getirememiş olsa da,Kevin Johnson oynadığı dönemin en istikrarlı yıldızlarının başında gelir.Geçmişte bu adamı izlemiş olup,biraz sayfaları karıştırdığımda bu adam ne ara kırdı bu rekorları dedim.Rekorlarının bazısından söz etmek gerekirse;
Magic ve İsiah ile beraber bir sezonda 20.0 sayı ve 12.0 asist ortalamasına ulaşmış tek oyuncudur kendisi.(Buna Paul de bu sene çok yaklaştı ama küsüratlarda takıldı)
Oscar Robertson(Gerçi bu adamın sahip olmadığı rekor var mı bilmiyorum) ve Isiah ile beraber 3 sezon üstüste 20.0 sayı ve 10.0 asist ortalaması tutturan (en az) tek oyuncu.
Ve kendisi bir sezonda 20.0 sayı 10.0 asist ve .500 saha içi isabeti yakalayan tek oyuncudur tarihte.(Nash de buna yaklaşmıştı)
İstatistik zırvaladıktan sonra kısa bir geçmişe dönüşün sonunu getirip,sadede gelelim.Kevin Johnson Kasım'da yapılacak yerel seçimlerde Sacramento belediye başkanlığı için adaylığını pekiştirmiş durumda.İlk tur oylamasında 8 aday içinde birinci olarak,en yakın rakibiyle birlikte Kasım'da belediye başkanlığı mücadelesi verecek.
Kazanması durumunda ise Sacramento'nun ilk afro-amerikan başkanı olacak efendim kendisi.Kaliforniya mıntıkasının ünlü yüzlere ne kadar bağlı olduğunun bir kanıtı gibi birşey bu seçimler.
Seviyorum spor emeklilerinin bu tarz hamlelerini.Umarım olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)